Hikaye - Emre Ve Fok Balığı
1 sayfadaki 1 sayfası
Hikaye - Emre Ve Fok Balığı
Emre
okuldan dönmüş televizyon seyrediyordu. Açık olan
televizyon kanalında bir belgesel vardı. Emre gerçek hayatta
hiç görmediği canlıları belgesellerde seyretmeyi çok
seviyordu. Bu seferki program fok balıkları hakkındaydı. Emre dikkatle
seyretmeye başladı.
Fakat birden üşüdüğünü hissetti. Etrafına
şöyle bir bakındı. Hemen yanında az önce televizyonda
gördüğü sevimli fok balığı duruyordu! Emre onun yanına
gelmişti!
Emre: Merhaba! Burası çok soğuk sen üşümüyor musun?
Fok:
Sen buralarda yenisin galiba! Burası hep soğuktur. Baharda bile hava en
sıcak -5 derecedir. Tam da bana göre. Çünkü biz
foklar soğuğu çok severiz. Ayrıca hiç üşümeyiz.
Nasıl mı? Yüce Allah'ın bize bağışladığı bu muhteşem giysimiz,
kürklerimiz sayesinde! Tabii vücut yağlarımız da soğuktan
bizi korur.
Emre: Şu ilerideki annen mi? Sanırım seni arıyor, bir seslen istersen...
Fok:
Biz foklar kalabalık sürüler halinde yaşarız ve evet
birbirimize çok benzeriz. Ama annemiz hiçbirimizi bir
diğerimizle karıştırmaz. Bu Allah'ın annelerimize ilham ettiği bir
yetenekle olur. Doğar doğmaz anne yavrusuna bir tanışma
öpücüğü verir. Bu öpücük sayesinde
yavrusunun kokusunu tanır ve onu bir daha asla başka bir yavruyla
karıştırmaz. Allah'ın sayısız nimetinden biridir bu bizim için.
Kuran'ın bir ayetinde Allah nimetlerinin saymakla bitmeyeceği
şöyle belirtir:
"...Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp bitirmeye güç yetiremezsiniz..." (İbrahim Suresi, 34)
Annemize bizi bu kalabalık yaşantımızda bizleri ayırdedebilme yeteneği
verdiği için Yüce Rabbimiz'e şükrediyoruz.
Emre: Bildiğim kadarıyla hayatınızın büyük kısmı sularda geçiyor. Peki yüzmeyi nasıl öğrendin sen?
Fok:
Allah hepimizi yaşadığımız koşullara uygun ve hazırlıklı yaratıyor.
Nasıl ki bir deveyi çölün yaşam şartlarına uygun
yaratmışsa beni de bu soğuk ülkenin koşullarına uyumlu yaratmış.
Allah'ın dilemesiyle, doğduğumuzda vücudumuz bebek yağı denilen
bir yağla kaplı olur. Küçük vücudumuz bu yağ
sayesinde sıcak kalır. Ve yine bu yağ tabakası, sudan daha hafif olduğu
için, annemiz bize yüzmeyi öğretirken bir "can simidi"
görevi görür. İki hafta süren yüzme
derslerinden sonra artık başarılı birer yüzücü ve
dalgıç haline geliriz.
Emre: Allah yüzmeyi öğrenmeniz için vücudunuzda size özel bir cansimidi yaratmış! Ne muhteşem!
Fok:
Haklısın, eksiksizce yarattığı her varlık O'nun herşeye kadir olduğunun
bir delildir. Kuran'da Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:
"Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O'nun ayetlerindendir..." (Şura Suresi, 29)
Tam o sırada Emre, annesinin yanağına kondurduğu sıcacık bir
öpücükle uyandı. Televizyondaki belgesel devam
etmekteydi. Emre az önce gördüğü rüyayı
anımsadı ve fok balığına bakarak gülümsedi.
okuldan dönmüş televizyon seyrediyordu. Açık olan
televizyon kanalında bir belgesel vardı. Emre gerçek hayatta
hiç görmediği canlıları belgesellerde seyretmeyi çok
seviyordu. Bu seferki program fok balıkları hakkındaydı. Emre dikkatle
seyretmeye başladı.
Fakat birden üşüdüğünü hissetti. Etrafına
şöyle bir bakındı. Hemen yanında az önce televizyonda
gördüğü sevimli fok balığı duruyordu! Emre onun yanına
gelmişti!
Emre: Merhaba! Burası çok soğuk sen üşümüyor musun?
Fok:
Sen buralarda yenisin galiba! Burası hep soğuktur. Baharda bile hava en
sıcak -5 derecedir. Tam da bana göre. Çünkü biz
foklar soğuğu çok severiz. Ayrıca hiç üşümeyiz.
Nasıl mı? Yüce Allah'ın bize bağışladığı bu muhteşem giysimiz,
kürklerimiz sayesinde! Tabii vücut yağlarımız da soğuktan
bizi korur.
Emre: Şu ilerideki annen mi? Sanırım seni arıyor, bir seslen istersen...
Fok:
Biz foklar kalabalık sürüler halinde yaşarız ve evet
birbirimize çok benzeriz. Ama annemiz hiçbirimizi bir
diğerimizle karıştırmaz. Bu Allah'ın annelerimize ilham ettiği bir
yetenekle olur. Doğar doğmaz anne yavrusuna bir tanışma
öpücüğü verir. Bu öpücük sayesinde
yavrusunun kokusunu tanır ve onu bir daha asla başka bir yavruyla
karıştırmaz. Allah'ın sayısız nimetinden biridir bu bizim için.
Kuran'ın bir ayetinde Allah nimetlerinin saymakla bitmeyeceği
şöyle belirtir:
"...Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp bitirmeye güç yetiremezsiniz..." (İbrahim Suresi, 34)
Annemize bizi bu kalabalık yaşantımızda bizleri ayırdedebilme yeteneği
verdiği için Yüce Rabbimiz'e şükrediyoruz.
Emre: Bildiğim kadarıyla hayatınızın büyük kısmı sularda geçiyor. Peki yüzmeyi nasıl öğrendin sen?
Fok:
Allah hepimizi yaşadığımız koşullara uygun ve hazırlıklı yaratıyor.
Nasıl ki bir deveyi çölün yaşam şartlarına uygun
yaratmışsa beni de bu soğuk ülkenin koşullarına uyumlu yaratmış.
Allah'ın dilemesiyle, doğduğumuzda vücudumuz bebek yağı denilen
bir yağla kaplı olur. Küçük vücudumuz bu yağ
sayesinde sıcak kalır. Ve yine bu yağ tabakası, sudan daha hafif olduğu
için, annemiz bize yüzmeyi öğretirken bir "can simidi"
görevi görür. İki hafta süren yüzme
derslerinden sonra artık başarılı birer yüzücü ve
dalgıç haline geliriz.
Emre: Allah yüzmeyi öğrenmeniz için vücudunuzda size özel bir cansimidi yaratmış! Ne muhteşem!
Fok:
Haklısın, eksiksizce yarattığı her varlık O'nun herşeye kadir olduğunun
bir delildir. Kuran'da Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:
"Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O'nun ayetlerindendir..." (Şura Suresi, 29)
Tam o sırada Emre, annesinin yanağına kondurduğu sıcacık bir
öpücükle uyandı. Televizyondaki belgesel devam
etmekteydi. Emre az önce gördüğü rüyayı
anımsadı ve fok balığına bakarak gülümsedi.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz