Hiç beklentisiz sevdiniz mi?
1 sayfadaki 1 sayfası
Hiç beklentisiz sevdiniz mi?
Hiç beklentisiz sevdiniz mi?
Hiç
beklentisiz sevdiniz mi? Yani “Bugün telefon etmedi.”
Demeden, “Şu an nerede acaba?” diye kendinizi yemeden,
“Yaş günümü hatırlayacak mı acaba?” diye bir
beklenti içinde girmeden… Sevdiniz mi hiç?
Onun, size ait olmadığını kabul edip, onu özgür yaşamı ile
sevmeyi denediniz mi? Yanındaki erkek arkadaşına aldırmamayı
öğrenip ama aldırmıyormuş gibi yapmadan, gerçekten
aldırmadan, “Bitecekse biter, bunu ben değiştiremem, beni sevmeyi
bırakmasını değiştiremeyeceğim gibi” diye düşünüp.
Onu yersiz kıskançlıklara boğmaktan ve kendinizi yıpratmaktan
vazgeçebildiniz mi hiç?
Hiç beklemeden çalan bir kapıda, onu karşınızda
görmek ne güzeldir bilir misiniz? Beklemediğiniz bir anda
hediye almak en sevdiğinizden… Ve beklenmeden gelen bir
“Seni Seviyorum” mesajının tadına varabildiniz mi
hiç?
Siz istediğiniz için değil, o istiyor diye yapıldı mı
bütün bunlar? Ve beklentisiz sevmenin tadına bakabildiniz mi
hiç? “Bugün beni hatırlamadı.” Yerine
“Hiç beklemiyordum senin geleceğini” diyebilmek ne
güzeldir oysa… Onu boğmadan, kendinizi boğmadan sevebilmek
ne güzeldir… Sahiplenme duygusundan uzak, sevmenin,
sevilmenin tadına varabildiniz mi hiç? Yapılmamış davranışlar,
söylenmemiş sevgi sözcükleri ile kendi kendinizi aşk
çıkmazında kaybedeceğinize, hiç beklenmeyen bir demet
çiçekle mutlu oldunuz mu?
Beklentisiz sevin… Ben, beklentisiz seviyorum…
“Niye aranmadım” diye düşünüp kendi
kendinizi yiyeceğinize, hiç beklenmedik bir “Seni
özledim” mesajı ile aşkı yakalayın…
Beklentisiz sevin…
Ben beklentisiz seviyorum… O, sizin sevgiliniz olduğu
için değil. Onu tapulu malınız gibi, çantanız, arabanız
gibi davranma hakkınız olduğunu düşünmeden. Onu sevdiğiniz,
onun da sizi sevdiği için sevin…
Sevgiye karışan beklenti denen illeti hemen silin aşkın ak
sayfalarından… Göreceksiniz ki, o zaman aşk, başka bir
güzel… Göreceksiniz ki, o zaman sevgili, daha bir
romantik… Göreceksiniz ki, o zaman sevmek ve sevilmenin
damaklarda bıraktığı tat, yıllanmış şarap gibi, beklenti zehrine
karışmadan bir başka döndürüyor insanın başını…
Ben, beklentisiz seviyorum… Onun nerede olduğunu merak
etmiyorum… “Beni bugün neden aramadı” diye
geçirmiyorum içimden, aramadığı zamanlarda…
Geleceğe dair hayallerim de yok zaten…
Ben, sevgiyi yaşıyorum… Onun yanımda olduğu anlar o kadar
değerli, o kadar kıymetli ki… Gerçekleşmemiş ve
gerçekleşmeyecek beklentilerle mahvetmiyoruz anları…
Beklentisiz seviyoruz… Sevdiğimiz için seviyoruz…
Hayalsiz, geleceksiz, beklentisiz… Anlık Seviyoruz…
Deneyin… Beklentisiz sevmeyi deneyin bir gün… Beklentilerle boğduğunuz aşklarınıza acıyacaksınız…
(Can DÜNDAR)
Hiç
beklentisiz sevdiniz mi? Yani “Bugün telefon etmedi.”
Demeden, “Şu an nerede acaba?” diye kendinizi yemeden,
“Yaş günümü hatırlayacak mı acaba?” diye bir
beklenti içinde girmeden… Sevdiniz mi hiç?
Onun, size ait olmadığını kabul edip, onu özgür yaşamı ile
sevmeyi denediniz mi? Yanındaki erkek arkadaşına aldırmamayı
öğrenip ama aldırmıyormuş gibi yapmadan, gerçekten
aldırmadan, “Bitecekse biter, bunu ben değiştiremem, beni sevmeyi
bırakmasını değiştiremeyeceğim gibi” diye düşünüp.
Onu yersiz kıskançlıklara boğmaktan ve kendinizi yıpratmaktan
vazgeçebildiniz mi hiç?
Hiç beklemeden çalan bir kapıda, onu karşınızda
görmek ne güzeldir bilir misiniz? Beklemediğiniz bir anda
hediye almak en sevdiğinizden… Ve beklenmeden gelen bir
“Seni Seviyorum” mesajının tadına varabildiniz mi
hiç?
Siz istediğiniz için değil, o istiyor diye yapıldı mı
bütün bunlar? Ve beklentisiz sevmenin tadına bakabildiniz mi
hiç? “Bugün beni hatırlamadı.” Yerine
“Hiç beklemiyordum senin geleceğini” diyebilmek ne
güzeldir oysa… Onu boğmadan, kendinizi boğmadan sevebilmek
ne güzeldir… Sahiplenme duygusundan uzak, sevmenin,
sevilmenin tadına varabildiniz mi hiç? Yapılmamış davranışlar,
söylenmemiş sevgi sözcükleri ile kendi kendinizi aşk
çıkmazında kaybedeceğinize, hiç beklenmeyen bir demet
çiçekle mutlu oldunuz mu?
Beklentisiz sevin… Ben, beklentisiz seviyorum…
“Niye aranmadım” diye düşünüp kendi
kendinizi yiyeceğinize, hiç beklenmedik bir “Seni
özledim” mesajı ile aşkı yakalayın…
Beklentisiz sevin…
Ben beklentisiz seviyorum… O, sizin sevgiliniz olduğu
için değil. Onu tapulu malınız gibi, çantanız, arabanız
gibi davranma hakkınız olduğunu düşünmeden. Onu sevdiğiniz,
onun da sizi sevdiği için sevin…
Sevgiye karışan beklenti denen illeti hemen silin aşkın ak
sayfalarından… Göreceksiniz ki, o zaman aşk, başka bir
güzel… Göreceksiniz ki, o zaman sevgili, daha bir
romantik… Göreceksiniz ki, o zaman sevmek ve sevilmenin
damaklarda bıraktığı tat, yıllanmış şarap gibi, beklenti zehrine
karışmadan bir başka döndürüyor insanın başını…
Ben, beklentisiz seviyorum… Onun nerede olduğunu merak
etmiyorum… “Beni bugün neden aramadı” diye
geçirmiyorum içimden, aramadığı zamanlarda…
Geleceğe dair hayallerim de yok zaten…
Ben, sevgiyi yaşıyorum… Onun yanımda olduğu anlar o kadar
değerli, o kadar kıymetli ki… Gerçekleşmemiş ve
gerçekleşmeyecek beklentilerle mahvetmiyoruz anları…
Beklentisiz seviyoruz… Sevdiğimiz için seviyoruz…
Hayalsiz, geleceksiz, beklentisiz… Anlık Seviyoruz…
Deneyin… Beklentisiz sevmeyi deneyin bir gün… Beklentilerle boğduğunuz aşklarınıza acıyacaksınız…
(Can DÜNDAR)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz